YAĞMUR DUASI


İstiklal Savaşının önde gelen komutanlarından Kâzım Karabekir Paşa (ö.1948) anlatıyor:

14 Mayıs (1922) Kağızman’dan otomobil ile yedi saatte Iğdır’a geldik. Iğdır büyük ve oldukça mamur bir kasabacık. Bağlı-bahçelik, büyük bir düzlük ortasında. Hayli zaman yağmur yağmadığından ekmek fiyatlanmış, halk ızdırap içindeydi. Bazıları yanıma geldiler:

Paşa yağmursuzluktan kırılıyoruz. Seni çok işitiyoruz, dindarsın, iyisin, bize medet et, dediler.
Düşüncelerinize teşekkür ederim. Fakat medeti Allah’tan istemeli. Ben sizin için dua ederim. Siz de kalplerinizi Allah’a bağlayın ve yalvarın. İnşallah hayırlı bir yağmur gelir, dedim.
Bu gün de yağmur gelmezse mahvolduk, kıtlık muhakkaktır. Zaten fakir fukara ekmeksiz kaldı, dediler.

Halk dağılmıyor, benim kendi huzurlarında dua etmemi rica ediyordu. Hayatımda müthiş tehlikelerden ve sıkıntılardan, samimiyetli ruhumla, mümkün olanı yaparak ve sonunda faniye değil, Beka’ya rapt-ı kalp ederek sıyrılmıştım. Iğdır halkını kurtaracak, elimde hiçbir vasıta yoktu. Onlar da benden dua istiyorlardı. Vaktiyle yağmur duasını öğrenmiştim. Ekriya duadan sonra yağmur yağdığını işitirdim. Birkaç misalini de görmüştüm. Halkın samimi ısrarı üzerine de kalbimi tamamıyla Cenab-ı Allah’a bağladım ve yalvardım.

Siz de bir kere “amin” deyiniz ve gidiniz. Umarım ki Allah yardımcınız olacaktır, dedim.
Ve halkı selamlayarak ikametgâhıma çekildim, sonra halk da dağıldı. Biraz istirahatten sonra akşama doğru çarşıya yaya çıktım. Tam çarşı ortasına geldiğimiz zaman bir yağmur başladı. Her taraftan yayılan haykırmalar ve dualar, yağmur sesine latif bir nağme katıyordu.

Bu hadise bana Kars’ın zaptı anından daha fazla tesir yaptı. Kıtlıktan kurtulan halkın sevinci, Ermeni satırından kurtulanlarınkinden pek fazla oldu. Yağmur lâzımı kadar yağdı. Halktan aldığım dua, belki yedi ceddime kâfi gelecektir.